Şarkıcı Göksel‘in 7 Temmuz 2023’te düzenlenen konserine giden 33 yaşındaki spor eğitmeni Selin Gül‘ün kafasına, konser sırasında ateşlenen havai fişekler sebebiyle demir parçası düştü. Kaza sonrası sol kulağında yüzde 65 engel oluştuğunu ifade eden Selin Gül, 400 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Gül, “Bu süreçte hiçbir şekilde, İBB Kültür A.Ş.’den, organizasyonu yapan şirketin sahibinden, Göksel Hanım’ın ekibinden hiç kimseden hiçbir şekilde yardım görmedim. Üstüne ilk olarak götürüldüğümüz hastanede yapılan işlemlerden dolayı evime icra kağıdı geldi” diye konuştu. Organizasyon şirketi iddialarla ilgili açıklama yapmazken, İBB Kültüe A.Ş. konser alanındaki sorumluluğun, alanın kiralandığı organizasyon şirketlerinde bulunduğunu belirtti.
Spor Eğitmeni Selin Gül, 7 Temmuz 2023’te arkadaşlarıyla birlikte, İBB Cemil Topuzlu Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda şarkıcı Göksel’in konserini izlemeye gitti. Sahneye yakın bir noktada oturan Selin Gül’ün başına, konser sırasında sahne platformuna bağlı havai fişeklerin görsel şov amacıyla ateşlenmesiyle platformdan kopan bir demir parçası düştü. Platformdan düşen parça, Selin Gül’ün başına çarptıktan sonra başka bir kadını da elinden yaraladı. Kanlar içinde kalan kadın, hastaneye kaldırıldı. Gül, tedavi sürecinde konser organizasyonunu gerçekleştiren şirketin avukatı ve daha sonra Göksel’in menajeri ile iletişim halinde olduğunu ve hastane masraflarının karşılanacağı sözünü aldığını belirtirken, masraflarının karşılanmaması üzerine şikâyetçi olarak hukuki süreç başlattı. Geçirdiği kaza sebebiyle bir kulağında yüzde 65 duyma kaybı oluştuğunu ve hastane masraflarını karşılayabilmek için bu süreçte otomobilini de sattığını ifade eden Selin Gül, şarkıcı Göksel’in ekibinden tehdit aldığını da ileri sürdü. Konserde yaşanan kazanın cep telefonu kamerası görüntüsü, sosyal medya ve kamuoyunda da tartışma konusu olmuştu. Gökselin ekibinden menajer Banu Göksever, kaza sonrası Göksel’in Selin Gül’ü arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiğini, konunun muhatabının Göksel olmadığını belirterek iddiaların asılsız olduğunu ifade etti.
Selin Gül ve avukatı Esra Zirekoğlu kaza anını ve sonrasında yaşananları anlattı.
“Fişek demirle birlikte kafama düşüyor”
Olay sonrası yaşadıklarını anlatan Selin Gül, “7 Temmuz akşamı Harbiye Açık Hava Konserinde Göksel Hanım’ı dinlemeye gittim. Arkadaşımla beraber protokol ikinci sırada oturuyorduk. Maalesef o akşam havai fişek patlatıldığı sırada; havai fişeğin bağlı olduğu demirle birlikte havai fişek aynı anda kafama düşüyor, kafamdan arkamdaki bayana sekiyor. Benim alnıma, kafama dikiş atıldı. Burada gördüğünüz üzere yanıklar var hala geçmedi. Üç ay bitti, iz olarak kaldı. Daha sonrasında da maalesef öğreniyorum ki kulağımda yüzde 65 duyma kaybı oluyor kazadan dolayı” dedi.
“Kendimizi karga tulumba hastaneye götürtebildik”
Yaşanan kazaya rağmen konserin durmadığını ve görevlilerden yardım alamadıklarını dile getiren Gül, “Zaten, görüntülerde mevcuttur. Konser durmadığı gibi arkadan seyirciler arasında bağıranlar, işte ambulansın arka tarafta olduğunu söylediler. Koşturarak kendi imkanlarımızla ambulansa gittik. Ambulansa gittiğimizde kapalıydı, izlemeye gitmiş. Maalesef ambulanstaki görevliler zaten döndüklerinde de stajyerlerdi yeterli değillerdi, ilkyardım bilgileri eksikti. Kendimiz müdahale ederek karga tulumba şekilde kendimizi hastaneye götürtebildik. Maalesef, beyin kanaması riskine rağmen bu şekilde oldu. Diğer bayanın da eli parçalanmıştı ve buna rağmen ikimiz aynı ambulansla doldurulup ve oturtularak götürüldük, hiçbir ekipman, hiçbir boyunluk takılmadan. Hastanede kafama dikiş atıldı diğer bayanın eline dikiş atıldı” şeklinde konuştu.
“Darbeye bağlı yüzde 65 duyma kaybım olduğu söylendi”
Gül, “Bu süreçte ilk müdahalede duyma kaybının olduğu anlaşılmadı. Ertesi gün uykusuz kaldım. 24 saat uyumamam gerektiği söylendi, beyin kanaması riskinden dolayı. Ve insanların söylediklerini anlamamaya başladım. Duyamadım, herkes ‘Bir şey mi oldu duyamıyorsun’ diyordu. Pazartesi günü kontrole gittiğinde mutlaka doktora bunu söyle dediler. Söylediğimde doktor beni işitme testine aldı. Defalarca aldı kesin olabilmesi için. Yüzde 65 sol kulağımda darbeye bağlı olarak bir duyma kaybı var. Maalesef, bunun üzerine yoğun bir şekilde kortizon tedavisi gördüm ve kortizon tedavisinin sonunda 9 buçuk kilo aldım. Bunun yüzünden de mesleki itibar kaybı yaşıyorum. Çünkü, ben bir spor eğitmeniyim. Hiçbir şekilde tedavi kulağıma yardımcı olmadı ve ameliyat olmak zorundayım. Fakat ameliyat ücretleri çok yüksek. Ameliyat olduktan sonra da hiçbir şekilde duymada kaybolmanın geri gelip gelmeyeceği garanti değil. Doktor bunun sözünü veremiyor. Defalarca farklı doktorlara danışıldı. Hepsi aynı konuda sabit kaldılar. Bu süreçte hiçbir şekilde, İBB Kültür A.Ş.’den yani orayı kiraya veren, oradan sorumlu olan, ev sahibinden ve organizasyonu yapan şirketin sahibi Oytun Alatay’dan, Göksel Hanım’ın ekibinden hiç kimseden hiçbir şekilde yardım görmedim. Üstüne ilk olarak Taksim Acıbadem Hastanesi’ne götürüldüğümüz; hastanede yapılan işlemlerden dolayı evime para ödenmezse işlem yapılacağına dair, kağıt geldi. İcra kağıdı geldi, bunu da yaşadım. Kulağımda darbeden dolayı kemikçik yer değiştirmiş. Bu yüzden yüzde 65 bir duyma kaybına sahibim” diye konuştu.
“Havai fişek Göksel Hanım’ın özel isteğiymiş”
Gül, “Ben zorla hastane vasıtasıyla şirketin avukatına ulaştım. Kendisi defalarca sağlık konularında yardımcı olacaklarını, ücretlerini ödeyeceklerini belirttiler. Fakat hiçbir ödeme yapılmadı. Ben kendilerini evime davet ettim. Çünkü sağlığı ciddi şekilde belirsiz olan benim ve dedim ki lütfen eve gelin. Oturup konuşalım sağlık durumumu, nasıl daha iyiye götürebiliriz bunu konuşalım dedim. Kendileri defalarca geleceklerini söylediler. Bu konuşma 7 Ağustos’ta gerçekleşti. Kazadan bir ay sonra ve şu an Eylül’deyiz. Maalesef, hiçbir şekilde sözler tutulmadı. İBB Kültür A.Ş tarafından hiçbir yetkili tarafından aranmadım. Çünkü, kendileri sorumlunun organizasyon şirketi olduğunu söylüyor. Organizasyon şirketinin avukatı da Göksel Hanım’ın özel isteği olduğunu, havai fişeğin yasak olduğunu bildiği halde kendisinin özel isteği olduğunu belirtiyor. Yani şöyle bir döngü var. İBB Kültür A.Ş organizasyon şirketine, organizasyon şirketi Göksel Hanım’a atıyor. Maalesef böyle bir döngü var. Ortada ben mağdur durumdayım” ifadelerini kullandı.
“Demir dikey olarak saplansa ölebilirdim”
Yaşadığı olayın ardından kalabalık ortamlara giremediğini belirten Selin Gül, “Basınç olan sinema, uçak bunların hiçbirini kullanamıyorum. Hayatım boyunca konsere gidebileceğimi düşünmüyorum gerçekten. Şirket beni aradığında bana şöyle bir cümle kullandı; ‘Bütün organizasyonlarınızda sınırsız olarak size bilet verelim’. Dedim ki; bir daha asla gidebileceğimi düşünmüyorum. Çünkü fizyolojik etkilerinden ziyade psikolojik etkisinden sıyrılamıyorum. Ben Göksel Hanım’ın sesini duyunca irkilip, sıçrıyorum. Hastane masrafları maalesef ödenmiyor. Şu an en minimum rakam 300 bin liradan başlıyor ameliyat masrafım. Üçünden de şikayetçi oldum. Çünkü, hepsi birbirine atıyor suçu ama şu an bu hayatı yaşayan benim. 33 yaşındayım, konserden bir gün öncekiyle şu anki halim arasında inanılmaz farklar var. Ben hayatımı geri istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Bir konser hayatımı bu noktaya getirmemeli. Hani, ‘Kazadır, olmuş’ deniyor. Ama kazadır olmuş değil, kazadan sonrası da önemli. Konser durmuyor. Konser bizden sonra şatafatlı bir şekilde devam ediyor. Ekrem İmamoğlu konserin en önüne geliyor ve konserde 15 dakika önce hiçbir şey olmamış gibi o konser inanılmaz şekilde, harikulade devam ediyor. Yani ben bunu kaldıramıyorum. Hiç kimse oradaki yetkililere bilgi vermiyor mu? Biz orada ölebilirdik, ambulansla giderken veya hastanede de ölebilirdik. Çünkü düşen parçayı görüntülediniz. Yukarıdan düşen demir, sert bir demir. O dikey olarak saplansaydı ben ölebilirdim. Şu an bir duyma kaybıyla bunu kurtardığım için şükrediyorum. İnanabiliyor musunuz? Buna şükrediyorum ve hiçbir şey olmamış gibi davranılıyor” dedi.
“Üstü kapatıldı, tehdit edildim”
Gül, “Bir kazadır oldu denerek üstü kapatıldı. Bir geçmiş olsun mesajı bile alamadım. Üstüne üstlük benimle konsere gelen avukat hamile arkadaşımı Göksel Hanım’ın menajeri tehdit etti. TV ya da magazine, bir yere konuşmaya devam edersem, mesleki olarak kötüye gideceğim hakkında; Göksel Hanım’ın ekibinden menajeri tarafından tehdit edildim. Hiç hoş olmayan şeyler. Benim sağlığım zaten elimden gitti. Benim korkacak hiçbir şeyim yok şu an. Tek istediğim adaletin yerini bulması ve sağlığımın yerine gelmesi. Başka hiçbir şey istemiyorum” ifadelerini kullandı.
“Kullanılmaması gereken bir havai fişek”
Selin Gül’ün avukatı Esra Zirekoğlu, “Hukuki süreçte şikayet üzerine ifadeye çağrıldılar, ifadeye gelmediler. Defalarca ifadeye çağrılmalarına rağmen, iki üç kez aranmalarına rağmen hiçbirine gitmediler. Gitmemelerinin üzerine şu anda haklarında yakalama kararı çıkartıldı. Bu süreç içerisinde de Selin Hanım’ın hem maddi ve hem de manevi olarak bir zarara uğradığı için Çağlayan Adliyesi’nde; İstanbul Merkez Mahkemeleri’nde, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bir dava açıldı. Maddi ve manevi tazminat davası açıldı. 400 bin liralık bir manevi tazminat talebimiz var. Maddi tazminatları şu an için hem bedensel uğradığı zarar ki; bir organda bu organın işleyişinde bir bozukluk olduğunda yüzde 40’ın üzerinde zaten engelli raporu alınıyor. Şu an Selin Hanım, o kıstası geçmiş durumda. Fakat ameliyatı hem ameliyatın yaratacağı masraflar hem şu zamana kadar çalışamadığı için iş gücü kaybı, arabasının satışı, o aradaki fark, bir sürü, bunun gibi maddi tazminat kalemleri var. Bunların hepsi maddi tazminat kapsamında talep edildi. Manevi olarak da yaşadığı sıkıntılar, psikolojik destek alıyor bunların hepsi Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davada, ancak ne yazık ki şöyle bir durum var. Dava dilekçesi de kendilerine tebliğ edilmesine rağmen iki hafta içerisinde cevap verme süreleri olmasına rağmen bu süre içerisinde, yasal süreleri içerisinde cevap vermediler. İlgili yerlere müzekkereler yazıldı. Kusur oranları hem aldığımız bilgiye göre hem de başka bir dava verilen bilirkişi raporuna göre kullanılmaması gereken bir yerde kullanılan türde bir havai fişek kullanıldığı için, şirketin ve İBB Kültür AŞ’nin yüzde yüz sorumluluğu olacaktır diye düşünüyoruz. O yüzden de Türk yargısına güveniyoruz ve tazminat taleplerimizin karşılığını bulacağına inanıyoruz” dedi.
Organizasyon şirketi ise iddialarla ilgili açıklama yapılmazken, İBB Kültür A.Ş. konser alanındaki sorumluluğun, alanın kiralandığı organizasyon şirketlerinde bulunduğunu belirtti.