Posta yazarı Alev Gürsoy Cimin bugünkü köşesine Tarık Tarcan’ı konuk etti.
İkilinin işte o röportajı:
Nasılsınız? Nerelerdesiniz?
Teşekkür ederim, iyiyim. Yıllardır Antalya’da yaşıyorum malum.
Bir dönemin starlarındansınız. Hiç unutulmayacak bir şöhrete sahipsiniz. Geçmişi özlüyor musunuz?
İnsanın geçmişi özlememesi mümkün değil. Herkes geçmişi özler. Güzel anıları özlüyorum elbette.
‘Keşke’ dediğiniz çok şey var mı geçmişe dair?
Elbette ‘keşke’ dediğim çok şey var. Hayat devam ettiği sürece de her insanda olur bu. Mesela TRT’de oynadığım ‘Yaprak Dökümü’ ve ‘Dudaktan Kalbe’ zamanlarını çok özlüyorum. Keşke o dönemin tadını daha çok çıkarsaydım. Ve biz o dönem çok az paralar alırdık, hatta bazen almazdık bile.
İlk oynadığınız filmi hatırlıyor musunuz?
Evet, 1984’te ‘Fahriye Abla’ filmi. Müjde Ar ile oynadım. Yavuz Turgul istedi. Yeni bir yüz arıyorlarmış. Ben de o zamanlar hep reklam filmi çeviriyordum. Film için de beni önermişler. Eğitimli, Avrupai bir tip diye.
Müjde Ar ile oynamak nasıldı?
Çok iyi dost olduk. Bana çok iyi yürekli olduğum için ‘peygamber’ diye hitap eder. Hatta filmden sonra askere gittim, geldim. ‘Oğlum senin gibilere sinemanın çok ihtiyacı var, gel bir film daha çekelim’ dedi. Ve ‘Kupa Kızı’nı çevirdik. Bugün arasa yine ‘hayır’ demem.
En rahat oynadığınız kadın oyuncu kimdi?
Türkiye’nin en yetenekli ve güzel kadın oyuncularıyla oynadım. Gülşen Bubikoğlu çok sevdiğim bir isimdi. Bizden önceki kuşaklar benim için çok kıymetlidir; Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit. Hepsiyle oynadım. Benim için unutulmaz anlar
GENÇ OYUNCULAR HAK ETTİKLERİNİN ÇOK ÜSTÜNDE KAZANIYORLAR
Yeni jenerasyona bakınca ne görüyorsunuz?
Arada dağlar kadar fark var. Teknoloji gelişti, devir değişti. Artık oyuncu olmak da, yönetmen olmak da, o çekimleri yapmak da çok kolay. Şanslılar ve hak ettiklerinin çok üzerinde paralar alıyorlar, çünkü reklam pastası yüksek.
Şimdiki genç oyuncular yetenekliler mi?
Şimdi oyuncu olmak kolay, özel bir yetenek gerektirmiyor. Bak bizler makyaj bile yapmazdık. Şimdikilerin yüzü botokstan görünmüyor. Kadınların yüzde 50’sinin burnu yapma. Bak Yılmaz Güney’e ‘çirkin kral’ denirdi ama her şeyi doğruydu. Oyunculuk öyle olur, böyle estetikle değil.
KENAN BENCE KADİR İNANIR KIVANÇ DA TARIK AKAN
Şu an oyuncular arasında beğendiğiniz isimler kimler?
Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu. Hatta Kıvanç’a dedim, ‘Git oğlum Amerika’ya. Orada oyuncu ol. Sen Brad Pitt’ten daha yakışıklı adamsın.’ Ama cesaret edemedi. Kenan çok düzgün adam, çok da başarılı. Kenan bence Kadir İnanır, Kıvanç da Tarık Akan demek. Bir yere koymak istersen karşılığı bu.
Çok cazip bir teklif gelse kabul eder misiniz?
Ederim tabii. Çağan Irmak 5 dakikalık bir rol yazdı. Rica etti, kıramadım. Arada bir gidip oynamak hoşuma gidiyor. Aylarca İstanbul’da yaşayamam bir dizi için. Fakat iyi bir proje olursa gider gelirim. Kıvanç’ın (Tatlıtuğ) babasını oynamayı isterim mesela denk gelirse.
Çok güzel kadınlarla oynadınız. Hiç etkilendiğiniz bir ünlü kadın oldu mu?
Olmaz mı, uzun süre aşk yaşadıklarım oldu.
Sizce en güzel kadın kimdi?
Hülya Avşar sinemanın gelmiş geçmiş en güzel kadınıdır ve çok iyi bir oyuncudur.
32 YAŞINDA HER ŞEYİ BIRAKTIM BUNA KİMSE CESARET EDEMEZDİ
İnsan nasıl olur da böylesine zirveyi görmüşken bir anda elini eteğini çeker bu şahane dünyadan?
Şahane miydi, orası tartışılır. Ama ben o zaman 32 yaşındaydım ve buna kimse cesaret edemezdi cidden. Bak ben spor adamıyım, fizyoterapistim, iyi bir ailede büyüdüm. Ruhum o sisteme uygun değildi. Şöhret olduğun zaman normal bir hayatın kalmıyor. Kavga edemezsin, küfredemezsin, kötü giyinemezsin, herkes 5 lira bahşiş bırakırsa sen 50 lira bırakmak zorundasın, pazarlık yapamazsın. İlişkilerinde kadınlar sana mı geliyor, şöhretine mi geliyor ayırt edemezsin, evlenemezsin. Güven duygusu gider.
32 yaşında bırakmışsınız her şeyi ama bugün bile devam eden bir şöhretiniz var.
Şu an 66 yaşındayım. Bugün herkes halen yanıma gelip fotoğraf çektirmek istiyor. 40 sene hiç yanlış bir şey yapmamışım, düşün. İnsanlar halen saygı ve sevgi duyuyor. O kadar çok ilginç ve güzel anım var ki!
En güzel hatırladığınız anınız hangisi?
Anlatınca ağlıyorum kusuruma bakma. Geçen yıl başıma gelen bir olay bu. Annem öleli 3 yıl oldu. Mezarına gittim. Biraz bakımsız gördüm, mermer yaptırmıştım ama bir baktım toprak çökmüş. Bir başka mezarlıkta da mermer işçileri çalışma yapıyor. Annemin mezarını düzeltmeleri için rica etmeye gittim yanlarına. Genç çocuk kırmadı, ‘Gidip bir bakalım’ dedi.
Çok merak ettim. Nasıl bir hikaye çıkacak acaba?
Annemin mezarına doğru ilerliyoruz ama garip garip yüzüme bakıyor. ‘Hayırdır, neden öyle bakıyorsun?’ dedim. ‘Abi seni birine benzettim’ dedi. ‘Tarık Tarcan ben, belki duymuşsundur’ dedim. Çocuk durdu, ‘Abi adım ne biliyor musun? Tarcan ve ağabeyimin adı da Tarık’ dedi. Meğer annesi ve babası beni çok seviyormuş, çocuklar da bana benzesin diye isimlerini öyle koymuşlar. Kalakaldım. Benim sektördeki yıllarımın özeti budur.
GAY ROLÜ OYNAMADIM NEDEN KENDİMİ HARCAYAYIM?
Mesleki kurallarınız var mıydı?
Sırf para için her istenileni yapmadım asla. Gay rolü geldi, oynamadım. Neden kendimi harcayayım! Bana uygun olmayan hiçbir rolü kabul etmedim.
Evlenmeyi istemediniz mi?
Evlenmeyi düşündüğüm birkaç kadın oldu ama kısmet değilmiş. Yaş ilerledi, yalnızlık da zor. Bir hayat arkadaşına insan ihtiyaç duyuyor ama problemim şu; güvenemiyorum. Ben bu sektör yüzünden anneme bile güvenmez oldum. En büyük yara bu. Bir de yalanı çok kolay anlıyorum, vücut dili uzmanıyım.
BU DÜNYAYA ÇOCUK GETİRMEK GÜNAH
Baba olma fikrine sıcak bakmadınız hiç sanırım?
Hiç düşünmüyorum. Bu dünyaya çocuk getirmek günah. 8 milyar insan var dünyada. Dünyanın en büyük yalanıdır ‘evlen de neslin devam etsin’ lafı. 100 yıl sonra seni kimse hatırlamayacak.
patronlardunyasi.com